İstanbul Hazır Giysi Konferansı Hazırlıkları Başladı

Türkiye Giysi Sanayicileri Derneği (TGSD) Müşterek Başkanı Ümit Özüren, 7-8 Ekim’de düzenlenecek 18. İstanbul Hazır Giysi Konferansı’nda dala ait pek çok mevzunun ele alınacağını, ihracat kapasitesini artıracak ikili iş görüşmelerinin yapılacağını bildirdi.

TGSD tarafından 7-8 Ekim’de gerçekleştirilecek 18. İstanbul Hazır Giysi Konferansı öncesi, bölümün birinci 8 ayı, yıl sonu gayeleri ve gelecek öngörüleri, düzenlenen basın toplantısında değerlendirildi.

Toplantıya TGSD Müşterek liderleri Toygar Narbay ve Ümit Özüren, TGSD Yönetim Kurulu Lider Yardımcısı Servet Karaalioğlu, TGSD Ekonomi Danışmanı Can Fuat Gürlesel ve TGSD Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Kaya katıldı.

Ümit Özüren, toplantıda, konferansın bu yılki temasının “Yeni Tertibin Pusulası” olarak belirlendiğini belirterek, “Bu pusula bize, yeni sistem, yeni ve uzak pazarlar, inovasyon ve markalaşma olmak üzere bu devirde izlenmesi gereken dört kritik rotayı gösteriyor.” dedi.

Konferansın birinci gününde bu tema doğrultusunda, değişen ekonomik dengelerden pazarlardaki derinleşme imkanlarına, üretim teknolojilerinden mikro ihracat fırsatlarına kadar pek çok mevzuyu yurt içi ve yurt dışından uzmanlarla ele alacaklarını aktaran Özüren, bu yıl da konferansın ikinci gününü hazır giysi ve dokuma bölümünün ihracat kapasitesini artıracak ikili iş görüşmelerine ayırdıklarını söyledi.

Özüren, “Başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen markaları temsil eden alım kümeleri, Türkiye’nin önde gelen e-ticaret platformları ve yerli üreticiler direkt temas kuracak. Bu kapsamda 1500’ün üzerinde görüşme yapılacağını öngörüyoruz.” diye konuştu.

“Avrupa alımlarını yüzde 10’un üzerinde artırdı”

Toplantıda konuşan TGSD Müşterek Başkanı Toygar Narbay, sektörün, katma kıymetli üretimdeki kilogram başı bedelinde 16 dolar düzeyine geldiğini belirterek, “Markalaşmadan ve teknik dokumacılık üretimi yapmadan, klâsik pazarlara mevcut eser gamı ile üretim yaparak artık bunun çok üzerine çıkmamız kolay değil.” dedi.

Narbay, Avrupa’nın alımlarının yüzde 10’un üzerinde artırdığını söyleyerek, “Yurt dışı firmaları artık artan formda ‘lütfen Mısır’da operasyon yapın. Biz Türk firmalarıyla çalışmak istiyoruz. Türklerin tertip gücüne, bilgisine güveniyoruz. Münasebetiyle yatırım yapmasanız bile gidin. Bizden siparişi alın, ihracatı oradan yapın demeye başladılar.’ Bunun olmasını engellememiz lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

“ABD pazarında eserlerimizi çok kaliteli, inovatif buluyorlar”

Sektör temsilcileri, toplantının akabinde gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Toygar Narbay, dünya ticaretinde beklenen düzgünleşme sürecini, Türkiye’nin 2026 ya da 2027 yılında yakalamasının mümkün olup olmadığına ait soru üzerine şöyle konuştu:

“Dünyadaki ticarette bir artış başladı. Hazır giysi ihracatı, 2024’te 535 milyardan 545 milyar dolara çıktı. Bu yıl da yüzde 6’ya yakın dünya hazır giysi ticaretinde artış olmasına karşın biz kaybediyoruz. 2026’nın da hazır giysi için 2025’e çok paralel geçeceğini yahut bir ölçü artıda olacağını söyleyebilirim. 2027’den itibaren bizim beklentimiz büyümenin başlayacağı istikametinde. Önümüzdeki sene bir ölçü daha rekabetçilik kaynaklı kazanımlar olacağını düşünüyoruz.” cevabını verdi.

Narbay, ithalata karşı tedbir alınmasına yönelik soruya da “Ben ithalatın, ticareti muhakkak bir mühlet koruyabildiğini fakat suyun akışını çok değiştiremediğini görüyorum. Bunu ABD Başkanı Trump da yapmaya çalıştı. Günün sonunda pazar sizi bir yere yanlışsız zorluyor. Buradaki temel sıkıntı, sanki hakikaten etrafımızı duvarlarla örmek mi yoksa içerideki endüstriyi rekabetçi hale getirmek mi?” karşılığını verdi.

ABD pazarındaki fırsatlara ait soruyu da yanıtlandıran Narbay, şunları kaydetti:

“ABD pazarında olağanda fırsat çok yüksek. Bir ay evvel fuara katıldım, alıcı ilgisi muazzam. ABD pazarında eserlerimizi çok kaliteli, inovatif buluyorlar. Fakat fiyat tarafına geldiğimizde fiyatlarımız pazara nazaran yüksek bulunuyor. Münasebetiyle ihracat sayılarımızda da biz bunu görüyoruz. Yani ABD pazarında o yüzde 6,5’luk küçülmeyi görmesek de potansiyel büyümeyi kaçırıyoruz. Temel dert rekabetçiliğimiz olmadığı için aslında alabileceğimiz siparişi kaçırıyoruz. Şayet o rekabetçilik tarafında düzelme yaşarsak, orada da süratli bir büyümenin doğal olarak geleceğini söyleyebilirim.”

TGSD İktisat Danışmanı Can Fuat Gürlesel de KOBİ dayanaklarına yönelik soru üzerine, “KOBİ ölçeğinin ciroya bağlanmış olarak 1 milyar liraya çıkarılmış olması dalda ve genel olarak KOBİ kredilerine erişim konusunda bir rahatlık sağladı, en azından potansiyel olarak. Ciro arttı lakin 250 çalışan hududu değişmedi. Bu nedenle KOBİ tarifinin değişmesi çalışma hayatı ve istihdam tarafındaki takviyelerde rastgele bir değişikliğe yol açmadı. Burada bölümler, hem hazır giysi hem öbür dallar, 250 sayısının da artırılmasını istiyor.” tabirlerini kullandı.

About The Author

admin

See author's posts